Konu basliginda Photoshop gecmesinin sebebi, en bilinen dijital fotograf isleme yazilimi olmasindandir. Aslinda tum fotograf isleme yazilimlarini kastettigimi bastan soylemek istiyorum.
Dergilerde ve internette fotograf isleme yazilimlarini kullanma karsiti olan pek cok gorus yeralmaktadir. Genellikle birlestikleri nokta yada dayanak noktalari, fotograflarin dogalligini yok ettigi yonundedir. Bu hususta gozden kacan cok onemli kistaslar oldugunu dusunuyorum.
Eski sistem filmli makinalarin oldugu donemleri hatirlatmak isterim. Hani su yazilimlarla fotograflara mudahele edilmeyen donemler. Iki unlu firma, film (veya poz) satislarinda piyasayi kasip kavuruyor; Kodak ve Fuji. Kodak yeni dunya kitalarında ragbet gorurken Fuji asyada ragbet goruyor. Neden? Cunku dogu asyada beyaz ve puruzsuz ten "guzel" olarak nitelendirilmekte ve Fuji marka filimler ten rengini acmaktaydi. Aynı sekilde batida akdeniz bayanlarinin sahip oldugu hafif bugday ten bir guzellik kistasi olarak nitelendirilmekte ve Kodak marka filimler ten rengini bronzlastirmaktaydi. Kodak Gold ları hepimiz biliriz, renkleri resmen sariya gotururlerdi. Hatta yagmurlu hava cekimleri icin ozellikle Konika markasi tercih edilmez miydi? Peki bunlardan hangi birini dogal olarak kabul edecegiz?
Ya karanlik oda islemleri? Bu filmleri tab ederken kullanilan solusyonlar cekime gore secilmezlermiydi. Renkleri canlandiran, bazi tonları acan, bazilarini koyultan, karanlik bolgeleri aydinlatan, parlak noktalari yumusatan, vs. kimyasallar kullanilmiyor muydu? Dogalliktan kasit fotografa mudahale yonunde ise bunlar zaten vardi ve hep uygulandi. Bu durumda karanlik oda teknikleri ile dogalligini kaybetmeyen fotograflar neden dijital ortam teknikleriyle dogalligini yitirmis oluyorlar?
Ayrica bu noktada dijital ortamda yapilan calismalara "aydinlik oda calismalari" isminin verilmis olması eskiye yapilan harika bir gondermedir diye dusunuyorum.
Peki gunumuze donersek, 16 megapixel bir kamera ve 50mm bir objektifle 1 metre mesafeden bir portre cekimi yapmış olalim ve cikan sonucu tahmin etmeye calisalim. [23.7mm X 15.7mm] olculerindeki sensorun icine sigdirilmis 16milyon adet işik algılayici fotodiyotdan bahsediyoruz. Elbetteki sonuç fotograf, gozumuzle goremedigimiz siyah noktalari, devasa boyutlara uzamış kirişikliklari, portakal kabugu seklindeki cildi, akne ve sivilce tepeciklerini abartili bir sekilde bize verecektir. Peki bu dogal olan midir? Sonuc belki bilimsel bir calisma olarak kabul edilebilir, fakat konu dogallik ise gercekten (insan gozunun algiladigi gerceklikten) cok cok uzaktir. Bu kusurlarin giderilmesi, "aydinlik oda" tekniklerini kullanma gereksinimini ortaya cikarir ve hatta zorunlu hale getirir.
Kanimca dijital ortam bu islemleri daha kolay, daha ucuz, daha mukemmel hale getirmistir ve tek suçuda budur. Bu "karsitlik" fikri, zorlama bir entellektuellik ugrasisidir ve bence gelecegi de yoktur.
Zaman ayirdiginiz icin tesekkur eder, destek yorumlarınızi ya da aksi fikirlerinizi beklerim. Sevgiyle...
[ONEMLI NOT: Yorum ekleyebilmek icin once kendinizi sag ust sutunu kullanarak "izleyici" olarak kaydettirin. Ardindan konu basligina tıklayin ve sayfa sonuna gecerek yazmaya baslayin. Gmail hesabiniz var ise kendinizi izleyici olarak kaydetmenize gerek yoktur.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder